Ahenk

İnsan zihni ve bedeni ahenk içerisinde zamanda akıp gitmek ister.

Siz hiç ahenk içerisinde buldunuz mu kendinizi? Bir anda durup ‘ Evet, her şey çok yolunda, uyumlu’ diye geçirdiniz mi içinizden? Çoğu zaman günlük koşuşturmacada akışı bozacak, sıradanlığın dışına çıkacak bir olay olmadığı sürece uyumlu hissederiz. Peki ya bir gün bedeninizde düşüncenizle ters düşen bir şey olursa ?

Her sabah olduğu gibi 06.30’da uyanıyorsunuz. Hızlıca hazırlanıp, kahvenizi yudumladıktan sonra kendinizi yolda buluyorsunuz. Aklınızda bin tane tilki hiçbirinin sınırları birbirine geçmiyor. Bu zihin akışı çok tanıdık, sizin normaliniz bu, derken kendinizi günün bir kısmını geçireceğiniz iş yerinize gitmek için otobüse binmiş buluyorsunuz..

‘Offf bu otobüs hep mi böyle kalabalıktı yoksa bugün farklı mı? Havasız mı biraz? Keşke cam açsalar biraz. Sanırım kalbim daralıyor , ellerim mi uyuştu ? Yoksa kalp krizi mi!? Nefes alamıyorum, nefes alamıyorum!!!’ Bir çığlık atıyorsunuz. ”Durun lütfen durun, inmek istiyorum, nefes alamıyorum, nefes!… ”

Gözlerinizi açtığınızda en yakın hastanenin acilindesiniz, sakinsiniz, bütün belirtiler geçti. ‘O da neydi öyle? Gerçekten kalp mi ? Doktor ne diyecek? Üfff nerede bu doktor?’ Ve doktordan tahmin etmediğiniz cümleler duyuyorsunuz, ”Geçmiş olsun, sonuçlar iyi, bir panik atak geçirmişsiniz, yakın zamanda uzmana danışmanızı öneririm.” Diliniz tutuluyor, ağzınızdan tek bir kelime çıkmıyor. ‘O ne ki? Ne kadar saçma, benim terapiye ihtiyacım yok ki! Hayatımda herhangi bir problem de yok!’

Gerçekten neler oluyor? Hayatınızda problem olmadığını düşünüyorsunuz, evet belki aktif yoğun bir problem yok.

Peki Nasılsınız? Nasıl hissediyorsunuz? En son ne zaman onlardan bahsettiniz? En son kendinize ne zaman gerçek vakit ayırdınız?..